Mayıs Ayında Piyasalar: Beklentiler ve Gerçekler
Nisan ayının ardından gözler, finansal piyasalarda Mayıs ayına çevrildi. Mayıs ayı, özellikle hisse senedi piyasaları için önemli bir dönemeç olabilir. Bu ay, geleneksel olarak “Sell in May, go away!” tabiriyle anılan bir strateji de gündeme gelir. Peki, bu stratejinin temeli nedir ve geçmiş yıllara göre piyasalardaki dinamikler nasıl bir seyir izler?
Mayıs Ayında Hisse Senedi Piyasaları
Nisan ayında BIST 100 Endeksi’nde görülen yükseliş, yatırımcıları heyecanlandırdı. Merkez Bankası’nın faiz kararları ve enflasyon verileri, piyasalardaki oyunun kurallarını belirlemeye devam ediyor. Özellikle mayıs ayı enflasyon açısından kritik bir dönem olarak değerlendiriliyor. Enflasyonun seyri, yatırımcıların kararlarında belirleyici olabilir.
‘Sell in May, go away!’ Stratejisi
“Sell in May, go away!” tabiri, özellikle ABD hisse senedi piyasalarında geçmiş yıllarda mayıs ayında yaşanan düşüşlerden ilham alır. Bu strateji, yaz aylarının gelmesiyle beraber yatırımcıların pozisyonlarını gözden geçirme ihtiyacını vurgular. Ancak son yıllarda bu stratejinin ABD piyasalarındaki etkinliği azalmış görünüyor. Küresel piyasalardaki dinamikler, bu stratejinin her zaman işe yarayacağını göstermiyor.
Gelişen Ülkeler ve Mayıs Ayı
MSCI Gelişen Ülkeler Endeksi’ne bakıldığında, geçmiş yıllarda mayıs ayının genellikle negatif kapandığı görülüyor. Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişen ülkeler için mayıs ayı, volatilite açısından zorlu geçebilir. Borsa İstanbul’un mayıs aylarındaki performansı da bu zorluğu yansıtıyor. Ancak son yıllarda yaşanan gelişmeler, yabancı yatırımcı ilgisinde artış gösterdiğini gösteriyor. Bu durum, iç piyasaların dış etkilere karşı daha hassas hale gelmesine neden olabilir.